Sosyal Girişimciliğin Bileşenleri

Akademik olarak 1990’ların başında başlayan sosyal girişimcilik kavramı, farklı tanımlara ve bakış açılarına sahip bir olgudur. Bu anlamda sosyal girişimciliği diğer girişimlerden ayıran temel farklılıklar da mevcuttur. Kavram karmaşasının yaşanması da aslında tam olarak bu noktadan doğmaktadır. Öncelikle, sosyal etki yaratması ve topluma mal ediliyor olması gereken sosyal girişimcilik; sonrasında bu etkiyi yaratacak fırsatları yakalayabilme, çözüm odaklı ve yenilikçi olma; son olarak ise kaynak yaratma ve sürdürülebilir hedefler doğrultusunda çalışma süreçlerinden geçer. İşte olayın özü, tam olarak bu aşamalardan oluşmaktadır.

Sosyal Etki Yaratma

Sosyal girişimcilikle ilgili ikinci aşamada, ilk olarak gelir elde etmek gündeme gelir. Evet; proje bazında kaynak yaratmak ve gelir elde etmek elbette bu işin bir parçasıdır. Ancak burada atlanan detay, gelirin ne şekilde kullanılacağıdır. Sosyal girişimle elde edilen gelir, yine bu projenin sürdürülebilirliği için kullanılmalı ve toplumsal sorunları hedef almalıdır. Formül verecek olursak;
Sosyal Faaliyet = Sürdürülebilir Gelişim İhtiyacını Karşılayan Faaliyet

Burada yanlış anlaşılmaya müsait başka bir konu daha vardır: Gelir elde etme amaçlı kurulan “ticari bir yapı sosyal değer üretemez” çıkarımı yapılmamalıdır.
Ticari girişimler de ürettikleri ürün ve hizmetlerle toplumsal fayda sağlayabilir ve sosyal etki yaratabilirler. Birçok kurumsal firmanın sosyal sorumluluk projelerinde yer alması ve değer üretmeleri buna en güzel örnektir.

Sosyal Etki Yaratacak Fırsatları Görme

Sosyal girişimciler, çevre koşulları olumsuz olsa bile, sosyal değişim fırsatlarını görebilen kişilerdir. Çünkü sorunun var olduğu bir ekosistem içerisinde, bir çözüm önerisi dolayısıyla sosyal bir etki yaratma amacıyla kurulacak bir sosyal girişim fikri de vardır. Türkiye’de ve tüm dünyada görülmektedir ki, sosyal girişimleri oluşturan sosyal fırsatlar, sosyal girişimcilerin bu gereksinimleri karşılayabilme kapasitelerini fazlasıyla aşmıştır. Bu sebeple, yepyeni modellere ve faaliyetlere, yepyeni oyunculara ihtiyaç duyulmaktadır.

Yenilikçi Olma – Çözüm Odaklılık

Sosyal ihtiyaçlarla baş etmek ve toplumsal sorunlara yenilikçi, sürdürülebilir hedefler belirlemek ancak çözüm odaklı bir bakış açısıyla mümkündür. Planlı bir proje süreci, yeni bir pazar ortamını da beraberinde getirebilir.
Süreç boyunca koşulların analiz edilmesi ve potansiyel tehdit ile fırsatların aktif bir şekilde izlenmesi, beklenmedik durumlara karşı bir sosyal girişimi hazırlıklı hale getirir.

Kaynak Yaratma ve Sürdürülebilirlik

Gelip geçici bir proje olmak değil; öngörülü bir bakışla geleceğe yatırım yapan bir proje olarak var olmak, sorunların çözümünde en etkili yollardan biridir. Kaynak bulmak ne yazık ki tek başına yeterli değildir. Mevcut kaynaklarla sınırlı kalmayıp, sürdürülebilir bir plan içerisinde kaynak yaratabilmek projenin temel sermayesini oluşturur.
Özetle, bir faaliyetin sosyal girişim olarak tanımlanması için sürdürülebilirliğini, tamamıyla gönüllü bağışlara bağlamamalı; kendi sosyal sermayesini üretebileceği bir gelir akışı modeline sahip olmalıdır.

*Yararlanılan Kaynaklar;

Önceki Yazı

Hayallerinize Yetişin: DreamsTalk

Sonraki Yazı

Güne Bir Yudum Kitap ile Başla

Yorum Yaz

Yanıtınızı Ekleyin

Bültenimize abone olun

En son yazıların doğrudan e-postanıza iletilmesi için e-posta bültenimize abone olun.
Saf ilham, sıfır spam ✨